S-VYASA universitesindeki gunlerim sonlandi, kim bilir belki
ileride master icin tekrar bu yollari teperim. Sunu biliyorum ki burayi
gercekten buyuk bir minnetle anacagim . Burada ogrendiklerimi Turkiye`de sittin
sene yoga calissam ogrenemezdim asla. Yogayi sadece asanalardan ibaret sanan
anlayisin nasil buyuk bir yanilgiya dustugunu, felsefesini bilmeden yoga
yapiyorum demenin aerobikten farki olmadigini ama yoganin bunlarin cok cok
otesinde oldugunu anladim. Tum ogrettiklerin icin tesekkurler S-VYASA.
Karnataka`yi terketmeden once Mysore`u gormeden olmaz
dediler, e dedim goreyim o zaman su saraylar sehri Mysore`u. 2 gece Mysore`da
kaldim, cok fazla zamanim olamadi ama en azindan Mysore Palace ve KRS Damn`i
gormus oldum. Hos bir sehir, o kadar…
7 Martta Vrindavan`a gidecek tren icin biletim var. O zamana
kadar hala 5 gunum var. Bir arkadasim Madurai`de
oldugunu soyledi, e dedim geleyim ben de, aldim biletimi tingir mingir gittim Madurai`ye.
Part 1 : Bir Amerikali, bir Ingiliz bir de Turk varmis…
Madurai`de
yapilacak tek sey tapinaklari gezmek sanirim. Bir suru tapinagin bir arada
bulundugu bir bolge, icerisi, disarisi birbirinden ilginc. Disaridan bakinca
tapinaklara ‘vay anasini nasil yapmislar bunlari be haci’ diyorum ama tabi
yanimdaki arkadaslar dedigim seyin cevirisini sorduklarinda ‘it`s wonderful’
diye gecistiriyorum :)
Burada guzel bir grup olduk, bir Amerikali bir Ingiliz bir
de ben. Simdi bu arkadaslar benle konusurken iyiler hoslar, anlayacagim dilden
kousuyorlar, guzel, ama gel gor ki bazen birbirleriyle konusurken kendilerini
kaptirdilar mi ben sadece onlar guldugu zaman ‘sanirim komik birsey var’ falan
diye dusunup guluyorum :) Ama egleniyor muyum: eveeeettt :)
Bu iki kafadar Hindistan`i motorsikletle geziyor, onlarda Hindistan`da
tanismis birbirleriyle. Ben Amerikali`yla Goa`da
tanismistim, digeriyle de burada tanismak kismet oldu. Degisik hayatlar tanimak
guzel, seviyorum bu kafada insanlari.
Ertesi gun Kodaikanal`a gidecegimizi ogreniyorum, hem de
motorsikletlerle, 4 saatlik motorsiklet yolculugu. Olur mu dediler, olur dedim
bea :)
Part 2 : Hindistan`in mukemmel tumsekli yollari ve
motorsiklet kardesligi: sonunda Vattakanal..
Sabahin 10`unda yolculuga basladik. Esyalari guzelce
bagladik motorsikletin arkasina, bir arkadas esyalari bir arkadas beni
tasimakla gorevlendirildi J Ve yolculuk basladi.. Sora sora, haritaya baka baka
guzelce gidiyoruz. Ara sira mola veriyoruz, cay iciyoruz, birseyler
atistiriyoruz, sonra yine devam ediyoruz.
Yemek muz agaci yapraginda geliyor, ellerinizle afiyetle yiyorsunuz.
Bu ulkede en cok kullanilan arac motorsiklet, buradayken
arkadaslarimin arkasinda sayisiz motorsiklet yolculugu yaptim ama en fazla 1
saatlik yolculuklar bunlar. Bu sefer ana yoldayiz ve tam gaz, ruzgari yuzumde
hissede hissede, iste bu ya diye diye gidiyoruz. Turkiye`ye dondugumde
motorsiklet alma
hayalleriyle ucuyorum yolda. ( ucuyorum dediysem kullanan ben degilim tabi ki
yanilgiya dusmeyelim ama yine de ucuyorum:) )
Hindistan`da yollar berbat: berbat kelimesinin otesinde
birsey bulamadigim icin berbat diyorum ama otesi oldugunu aciklama geregi
hissettim. Cukurlar, tumsekler ve ayrica bilincli konulmus hiz kesme tumsekleri
( ozel adi vardir elbet ama bilmiyorum ). Yandim anam, vay popom..
Neyse ki 6 saatlik molali yolcugun ardindan Kodaikanal`a
vardik. Sora sora Vattakanal`i da bulduk. Hindistan`da gordugum bir hippy
yerlesimi daha ve yine tabi ki Israilliler :)
Buraya bayildim bayildim…Dagin tepesi; mukemmel manzarasi,
guzel sonbahar sogugu ( tam da ozledigim hava ) , yesil ve dag mavisi… Guzel
bir film baslangici dusleyin, yemyesil bir dag, motorsikletle virajli dag
yollarinda ilerliyorsunuz, yol kenari
agaclarla dolu, sonra bir sis bulutunun icine giriyorsunuz, guzel bir soguk,
dondurmayan ama hafifce usuten , ardindan hafifce bir yagmur guzelce
ciseleyen..
Burasi Altaf Cafe: Vattakanal`daki tek cafe :)
Oda bulup yerlestikten sonra biraz yuruyuse cikalim deyip daga
tirmanmaya basladik. Umulmadik yerlerle evler, bazisi koylulere ait bazisi
hippilere. Keyifle evlerinin onunde uzanan hippi genclige selam verip biraz
sohbet edip ilerliyoruz, kimin evinin onune gelirsek onunla biraz sohbet sonra
yola devam.. Keyifli kisa bir trekking..
Aksam dedik ki bira icelim ama onlar da bize dedi ki burda
yoook, sehre inmeniz gerek. E dedik ineriz o zaman. Iyi hos, indik sehre,
yemegimizi yedik, biramizi aldik, donuyoruz. Gecenin bir yarisi virajli dag
yollarinda bir bulutun icinde buluverdik kendimizi. Hic birsey gormuyoruz, hic
birsey.. Allaha emanet tintin mintin nasil geldik, nasil bitti o yol inanin
bilmiyorum , ama sunu anladim ki daha olmek istemiyorum, gencim ben henuz…
Kaldigimiz yere vardiktan sonra rahatladim tabi. Biralarimizi
yudumlarken bardaktan bosanircasina yagan yagmuru izlemenin keyfi.. Dagin
tepesindeyseniz ve basinizda bir cati varsa bu keyfe diyecek yok…
Ertesi gun bize trekking icin onderlik edecek rehberimizi de
ayarladik, artik rahatca uykuya dalabiliriz.
Part 3 : Salvarla trekking yapmaya calisan idiot kizin
sonu :)
Guzel bir kahvaltidan sonra rehberimiz geldi, trekking icin
hazir miyiz : haziriz ( bok haziriz )
Guzelce basladik yola. Selalelere dogru gidiyoruz. Aksam
cilginca yagan yagmur neticesinde yerler islak.
Bu daha guzel zamanlarimin fotosu :)
Ayagim kaydi, ilk dususumde dedim ki tamam olabilir, 2 dustum dedim tamam sakin
ol, 3 dustum ve sonunda karar verdim ki ben bir idiotum. A be salagim kim dedi sana salvarla trekking
yap diye ! Ayaklarima dolaniyor rahat hareket edemiyorum, uc guzel dususun
ardindan salvar siriksiklam, sag ayagim siriksiklam sol ayagim kuru neyse ki :)
Selalenin tepesindeki guzel fotografimi sizlerle paylasmaktan onur duyarim :)
Islak corabimi ve ayakkabi kurutmaya calisiyorum :)
Tum sakarliklarima ragmen guzel bir trekkingti ama ne
yazikki biz sansli bir grup degildik, hava sisliydi. Tepelere tirmandik ama
guzel manzara yerine sis bulutunu seyrettik. Yine de nasildi derseniz: paha
bicilemez derim size..
Ormanin derinliklerinde bir bufalo size dogru geliyorsa, deriiin deriiin nefes alin...
Daha gidecek coook yolumuz var...
Yeni yol arkadaslari da buluyoruz kendimize..
Yuksekte, en yuksekte.. Kayalara uzanip, bulutlari izleyerek
Eddie Vedder Long Nights dinlemek. ( Into the Wild soundtrack). Daha iyi bir
onerisi olan ?
- Kac fit yuksekteyiz abi ? - cook yavrum cook
Vattakanal`daki 2 guzel gunun ardindan Kodaikanal`dayim
bugun. Aksam Bangalore`a otobusum var, 12 saaatlik yolculuk. Ertesi gun de
Bangalore`dan Vrindavan`a 36 saatlik tren yolculugum. Sonraki yazimda treni yazacagim sanirim, 36 saat yaaa baska ne diyeyim size :)
Umarim okurken sikilmamissinizdir, guzel gunlerde guzel
anilarla tekrar bulusmak dilegiyle ...