Birkaç gün oldu Varanasi’ye geleli, ama bu yazımda
Varanasi’den değil McLeod Ganj’dan bahsedeceğim.
Mc Leod Ganj Dharamshala’da yer alan , Çin zulmünden kaçan
Tibetliler’in yaşadığı Himalayaların eteklerindeki bir kasaba. Burada kendinizi
Hindistan’dan çok Tibet’te gibi hissediyorsunuz, o kültürü yaşıyorsunuz.
Şehri merkezi biraz kalabalık...
Bu da şehrin yukarıdan görünüşü..
Mc Leod Ganj’ın merkezinin haricinde Bagsu ve Dharamkot
bölgeleri rikşa ve şehir gürültüsünden uzak kalmak isteyen turistler için biraz
daha uygun bölgeler. Ben tam tamına sakinlik istiyorum, şöyle sessiz sedasız
bir yer olsun diyorsanız Upper Dharamkot ya da Upper Bagsu’yu tercih
ediyorsunuz , yok şöyle bol İsrailli, partili, içmeli, tüttürmeli olsun
diyorsunuz Lower Dharamkot ve Lower Bagsu’da tercih kılıyorsunuz..
Dharamkot'un güzel manzarasını paylaşayım sizlerle..
Ufak tanıtımdan sonra gelelim bizim hikayemize,
Rishikesh’ten buraya bitanecik küçük erkek kardeşim David’le geldik. Birlikte
Tushita’daki meditasyon eğitimine başlayacağız 2 gün içinde. Yola çıkmadan 2
gün önce ikimiz de aynı gün içerisinde düşüp sakatlanmışız, onun ayağı zor
basıyor benim kıçımda kocaman bir morluk, çanta kıça değdikçe ya da oturdukça
vay anam halime. Yine de büyük bir azimle tırmandık dağlara, bulduk güzel bir
guesthouse 2 gün için. Zafer Bey’den ( Hindistan’a geziler düzenleyen büyük
üstat, bana çok yardımı dokundu sağolsun) His Holiness 14th Dalai Lama’nın (
Tibetli Budist lider) konuşması olacağı haberini alıyorum. Şanslı mıyız neyizJ Hemen merkeze gidip
kaydımızı yaptıyoruz.
Dalai Lama’nın konuşmasını yapacağı gün ben erkenden kalkıp
yola koyuluyorum, dağlardan ineceğim daha, kısa değil yolum.. David’in ayağı
kötüleştiği için o benimle gelemiyor. Uzuuuun sırayı bekledikten sonra sonunda
tapınağın içine giriyoruz, Dalai Lama her grubun yanına gidip tek tek fotoğraf
çektiriyor. His Holiness bizim yanımıza geldiğinde heyecanlanmadım değil. Eline
dokundum, yumuşacıktı.. Gözlerinde öyle güzel bir ışık vardı ki, o gülümsedikçe
öyle güzel bir enerji yayılıyordu ki “vayy be aydınlanmış insan böyle oluyormuş
demek ki dedim kendime”. Bu benzer bakışı ve enerjiyi Prem Baba’nın yanındayken
de hissetmiştim Rishikesh’te.
Dalai Lama’nın konuşmasını dinledik büyük kalabalıkla. Konuşmayı .dinlemek isteyen olursa buyrun efendim deyip linki paylaşıyorum :
Bu
güzel deneyimin ardından dağlara tırmandım yine, eşyalarımı alıp Tushita’nın
yolunu tuttuk. Tushita Dharamkot’ta Tibet Budist eğitimlerinin yapıldığ bir
meditasyon merkezi. 10 günlük bir eğitim için geldim buraya , Introduction To
Buddism Course: 10 günlük sessizliğin hakim süreceği , Buddist Felsefe hakkında
bilgi verileceği ve meditasyonun öğretileceği bir eğitim.
Tushita’da geçirdiğim 10 gün hayatımda geçirdiğim en anlamlı
günler arasında yerini aldı. 10 gün boyunca
zihnimin derinliklerine yaptığım yolculuklar hayatımda bir çok şeyi
sorgulamamı, kararlar almamı, hayatımın amacını belirlememi sağladı. Budist
felsefede anlatılanlar ilk başlardan kafamı karıştırsa da yavaş yavaş mantık
oturmaya başladı kafamda.
Budist Felsefe’nin en temel 5 ilkesi :
-
No Killing ( Öldürme)
-
No Stealing ( Çalma )
-
No sexual misconduct ( Cinsel tacizde bulunma)
-
Not using any toxicants ( Alkol, uyuşturucu
kullanma )
-
No lieing ( Yalan Söyleme)
Çektiğimiz acıların tek sebebinin aslında sadece kendi zihnimiz
olduğunu anladım öğrendikçe. 3 zehir den kurtulmamız gerektiğini anladım: sinir
/ bilgisizlik / bağımlılık ; ve bunlardan kurtulmanın yolu da kaynağa ulaşmak.
Acılarımızın da mutluluğumuzun da kaynağı başkaları ya da dış dünya değil
sadece kendi zihnimiz , önce bunu anlamalıyız…
Uzuuun felsefe , dinlemek isteyen
olursa geçsin karşıma seve seve anlatayım :).
Tushita’da inanılmaz güzel arkadaşlar edindim, kurstan
sonraki 10 günümüzü birlikte geçirdik.
Dharamkot’ta yapılacak etkinliklerden
biri de Triund’a trekking. E biz de eksik kalmadık tabi. Yağmurlu bir günde
ıslana ıslana, eğlene eğlene çıktık zirveye. “Gece zirvede sabahlayalım”
fikrini veren arkadaşa sabaha kadar titredikçe ara ara sövsek de ateş başında hikayelerimizi anlatarak, leş
gibi bardaklarda çaylarımızı yudumlayarak ve önümüzdeki karlı himalaya
manzarasını seyrederek gayet eğlenceli vakit geçirdik aslında…
( Vipassana deneyimim bir sonraki yazıda.... )
Aynı topraklara pek bir basmışız meğer...Zafer Bozkaya'yla 20 gün dolandım Hint diyarında. Rishikesh'te terleyip kendimi rüzgara verince, Mc Leod'un otacılarına teslim etmiştim kendimi...Bir aşromda yaşamanın yaşattığı duygular başkadır sanırım.
YanıtlaSil