Sadhana’daki rüyamın bitmesine 2 gün kaldı sadece. Bir rüya
bitecek başka bir rüya başlayacak, o yüzden üzülmüyorum.
Burada öğrendiklerim hayatımın 28 yılınca öğrendiklerimden
daha değerli. Şehirlerde, okullarda bize yaşamayı değil sistemin kölesi olmayı
öğretiyorlar. Burada ellerimle toprağı ve gübreyi yoğura yoğura ektiğim
bitkilerin, can verdiğim ağaçların değeri hayatımın hiçbir yerinde yaptığım
işlerle ölçülemez. Ellerimle mis gibi toprak kokusuyla yaşıyorum bir aydır.
Ağaçlara sarılıyorum, kulağımı dayıyorum, dinliyorum dakikalarca, o kadar çok
şey söylüyorlar ki dinlersen. Doğa bizi çağırıyor dinlemeyi bilirsen.
Burada birlikte yaşamayı öğrendim. Karşılık beklemeden
yardım etmeyi öğrendim. İnsanları sadece insan oldukları için sevmeyi öğrendim.
Şehirlerde adından sonra ne iş yaptığını soruyor insanlar birbirine, burada ne
kadardır seyahat ettiğini, nereleri gezdiğini, neyi planladığını, hayat
felsefesini, sevdiği şeyleri anlatıyor insanlar birbirine tanıştıktan sonra. En
ayrımcı sorumuz “vegan mısın vejetaryen mi ?” sanırım, ama bunu da ayrım için
sormuyoruz birbirimize, sadece kişi hakkında bilgi sahibi olmak için. Tabi bu
soru tanıştıktan çok çok sonra sorulan sorulardan..
Daha liseyi ya da üniversiteyi yeni bitirip seyahate çıkmış
gençler de var, işini bırakıp ya da ara verip seyahat etmeye karar veren de,
senelerdir seyahat eden de, hatta çoluğu çocuğuyla senelerdir seyahat eden de…
Genellikle en çok Almanya’dan, USA’den , UK’den, İsrail’den, Fransa’dan…
gezginlere rastladım. Gördükleri ilk “Turkish Traveller” olduğumu söyleyip
şaşıran birçok insana da rastladımJ
Israilliler Türklere bayılıyor, “biliyor musunuz bizim ülkemizde sizi hiç
sevmiyorlar, her kötü durumda İsrail’in oyunu diyorlar” dediğimde gülüyorlar
sadece J Öğrendim
ki İsrail’de erkekler 3 yıl, kadınlar 2 yıl askerlik yapıyormuş. Eziyete gel, askerlikten
sonra çoğu vuruyormuş kendini seyahate, bu yüzden bu kadar çok İsrailli gezgin
var.
Türkiye’den kimseye rastlamadım henüz ama Yunanistan’dan bir
arkadaşım oldu. Yakın bir kültür bulmak güzeldi. Geçen hafta open stage
günümüzde birlikte yarı Yunan yarı Türkçe olarak Aman Katerina Mou / Aman
Cevriye Hanım şarkısını söyledik. Türkiye’de sesin çok kötü diyen bazı
sevdiklerime duyrulur burada bayıldılar sesime J
Hindistan’da şarkıcı olup kaset çıkaracağım.
Buradan ayrılmadan önce fotoğraflarla size biraz Sadhana’daki
yaşamı göstermek isterim.
Burası Sadhana ana bölümün dışarıdan görünüşü, burada yemek yeniyor, burada toplantılar, söyleşiler, workshoplar yapılıyor.
Bu da banyomuz:
Tuvaletlerimiz biraz değişik, kaka ve çiş deliklerimiz farklı. Kakamızı yaptıktan sonra üzerine toz döküyoruz. Daha sonra bu kakalar 1 sene bekletildikten sonra gübre olarak kullanılıyor.
Tuvalet kullanım defterimizi de aşağıdab görüyorsunuz :)
Burası çamaşır yıkama alanımız, elceezlerimizde döve döve yıkıyoruz çamaşırlarımızı:
Burası " free store" , üstüne olan bişey bulursan alıp giyiyorsun, genellikle çalışırken giyeceğimiz kıyafetlerimizi buradan alıyoruz:
Tabi ki çöplerimizi ayırarak atıyoruz, sonrasında geri dönüştürülebilmesi için.
Kısaca özetlemeye çalıştım Sadhana Forest'ı , hayatı öğrenmek istiyorsanız bi gelin ziyaret edin, 1 ay gönüllü olarak çalışın, hayata bakışınızda güzel değişiklikler olacak inanın. Çocuklarınızı okulu bitirdikten sonra çalışmaya zorlamak yerine bir gönderin buraya, öyle çok paralara ihtiyacınız yok burada yaşamı öğrenmek için.
Geçen hafta cumartesi günü Sadhana Forest'in 10. yıldönümü kutladık güzel bir organizasyon ile, ufak bir video da sizinle paylaşmak istedim. Geleneksel Hint müziği eşliğinde deliren gençlik :)
Şimdilik yazacaklarım bu kadar, beni özleyin anacım :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder