Facebook link

https://www.facebook.com/gezginyogini

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Hindistan'dan Nepal'e geçiş ve ardından Buda'nın dünyaya geldiği şehir : Lumbini


Varanasi’deki ilginç(!) günlerimin ardından Hindistan’dan ayrılış vaktim geldi çattı. Sınırdan yürüye yürüye Nepal’e geçeceğim.  2 Haziran sabahı Varanasi’deki hostelimden ayrılıp rikşayla tren istasyonuna doğru yollandım. Rikşa şoförü  çılgınca korna çala çala ilerliyordu yollarda, her önümüze geleni çılgınca sağlıyorduk. ( Hindistan’da trafik soldan akıyor ). Tren istasyonuna vardığımda baştan anlaştığımız parayı uzattım adama, suratında takındığı pis sırıtışla “rikşa şoförünün bahşişi?” diye sordu bana, beni çok çabuk getirmiş istasyona o yüzden bahşişi hak ettiğini düşünüyor. Şimdi anladım o korna çalmaların delicesine hızlı gelmelerin sebebini… Sırtıma kocaman çantaları takmaya çalışırken bi yardım edeyim şu kızcağıza deme sen sonra sırıta sırıta bahşiş işte, pışşşık dedim döndüm arkamı, bi küfür yedim arkadan ama Hintçemi o kadar ilerletemediğim için anlayamadım tabi ki J

 Yolculuğum Gorakhpur’a, hızlı trene bindiğim için yolculuk 3,5 saat civarı sürecek, yatmama gerek yok 3 saat otura otura giderim dedim, ayrıca klimaya falan da gerek yok 3 saat dediğin ne ki dedim, demez olaydım ama ne yazık ki dedim… 

Terler alnımdan şıpır şıpır damlıyor, biraz camdan bakayım diyorum gördüğüm manzaraya güleyim mi tiksineyim mi bilemiyorum: İstasyonun karşı tarafında bir kadın 3 yaşlarında çocuğunu tutmuş raylara doğru kakasını yaptırıyor, benim tarafımdan görülen manzara iki küçücük lobun arasından aşağı doğru kayan incecik sicim gibi kahverengi parçacık J Neyse diyorum içeri bakayım ben en iyisi, yanımdaki velet zırlamaya başlıyor. Orta kattaki yatağı indirip veleti orada uyutmaya karar veriyor pek muhterem anneciği. Bende de nasıl bir iyi niyet varsa ufaklık ağlamasın diye sesimi çıkarmıyor bir süre iki büklüm bir halde yoluma devam ediyorum. Neyseki babası çektiğim ızdırabın farkına varıp yatağı tekrar koltuk durumuna getiriyor bir süre sonra da eziyetim bir nebze olsun son bulmuş oluyor.

Gorakhpur’a varınca sora sora Sonali'ye gideceğim otobüsü buldum. ( Aman tren saatlerinizi ayarlarken dikkatli olun, geceyi Gorakhpur'da geçirmemeye özellikle özen gösterin. Pek tekin bir yer olmadığı söyleniyor. ) Yerel bir otobüs, sırt çantam çok büyük, otobüsün tavan kısmındaki bölmeye sığmıyor , yanımda tutuyorum o yüzden. Sonali’ye kadar yolculuk 3 saat falan. Çantama laf ediyorlar, en sonunda 2 bilet parası vermeyi öne sürdüm, o zaman kimse gıkını çıkaramadı. Kötü de hissettim kendimi yol boyunca , millet ayakta gelirken ben bir kişilik yeri çantamla zapt ediyordum ama başka da alternatif üretemedim kendime. Yine ter içinde berbat bir yolculuğun ardından Sonali’ye vardım.

Sonali Nepal sınır kapısının olduğu ufak bir kasaba. Bisiklet rikşalardan biriyle anlaştım. Yol üzerindeki Immigration Office’e geldim, Hindistan’dan çıkışımı yaptım, bu sırada rikşacı beni dışarıda bekledi 2 dk daha yol gittikten sonra Nepal sınırındaydım. Vize ofisine gidip 1 aylık vizemi aldım. Pek neşeli hoş sohbet amcalardı içeridekiler. Bir fotoğraf ve 40 dolar ücret yeterli 1 aylık vize için.

Vizemi aldım, ofisten çıktım, yürümeye başladım, arkamı döndüm, Hindistan’a bir elveda dedim, bana öğrettiği her şey için teşekkürlerimi sundum ve yürüye yürüye Nepal sınırını geçip Nepal'e girişimi yaptım.

Sınırı geçtikten sonra Lumbini’ye giden otobüsü buldum, 2 vesaitle gidebiliyorum. Sınıra yaklaşık 1,5 saat mesafede.Yine terli vıcık vıcık bir yolculuğun ardından Lumbini’ye vardım. Birkaç hotele sorduktan sonra çok da fazla dayamayarak Hindistan’da ödediğim fiyatlara göre pahalı denebilecek bir hotele okey dedim. 1000 rupee fiyatı Hindistan’da hiçbir otele vermedim ben, tabi Nepal Rupeesi Hindistan Rupeesine göre daha ucuz. Aslında bakarsanız 1000 rupee= 20 lira, 20 liraya televizyonlu, klimalı , wifi olan, 3 kişilik kocaman tertemiz bir odada kalıyorum, Türkiye şartlarında ucuzdan da öte ama burada biraz, yok yok ne birazı bayaa bayaa pinti oldum ben J

Lumbini Buda’nın doğduğu şehir. Buda’nın doğduğu ağacın yerine bir tapınak yapılmış  ( Mayadevi Temple ).


Ve bu tapınağın etrafına onlarca tapınak yapmışlar. Bu bölge Sacred Garden olarak anılıyor,kocaman bir bahçe diyebilirim, her yer yemyeşil. Birçok farklı ülkeye ait birbirinden güzel Budist tapınaklarını burada ziyaret edebilirsiniz. Alman Tapınağı, Fransız Tapınağı, Tayland Tapınağı, Çin Tapınağı,Kore Tapınağı, Japon Tapınağı, Nepal Tapınağı, Hindistan Tapınağı, Myanmar Tapınağı…






Sacred Garden da UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Gezerken kendinizi cennette hissediyorsunuz, öyle güzel , hem yeşil hem rengarenk...


Ağaçlara mendiller bağlayarak dilek dileme burada da yaygın



 Bisikletli rikşa şoförlerinden biriyle anlaşırsanız size tüm tapınakları gezdiriyor ve az buçuk bilgisi ve az buçuk İngilizce’siyle size tapınaklar hakkında bilgi de veriyor. Gerçi gezinin sonunda anlaştığınız paranın bir o kadarını da kendine rehberlik ücreti olarak sizden talep ediyor ama değer J





Fotoğrafta görünen kafada havluyla gezinen vatandaş rikşa şoförüm olur kendisi :)

Çin Budası, gelecekteki Buda olduğuna inanılıyor. Laughing Buddha adıyla da anıldığını duydum.

Çin Tapınağı'nda savaşçıların heykelleri her bir yanda, farklı bir Budizm inanışı hakim Çin'de






Tüm bu güzelliklerine rağmen Lumbini Haziran ayında gidilecek en son yerlerden birisi. İnanılmaz bir sıcak. Ve gün içerisinde Nepal’de kesilen elektrikler size hayatı zindan ediyor.Genellikle 2-6 arası elektrik kesintisi oluyor. Sıcak , hotelin içi yanıyor, dışarı çıkılmıyor sıcakta, elektrik olmadığı için klimalar da çalışmıyor. 2 günden fazla dayanamayıp ertesi sabah erkenden Pokhara biletimi aldım ben. Buraya sanırım Ekim civarı falan gelmeli. Siz siz olun benim yaptığım gibi Haziran sıcağında Lumbini’ye adım atmayın J





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder